Öğrenilmiş kadın düşmanlığı nedir?

Bir çoğumuz bilinçli ya da bilinçsizce diğer kadınları dış görünümleri, davranışları, tercihleri üzerinden sert bir şekilde eleştirebiliyoruz. Eleştirilerimiz çoğu zaman temelsiz, nedensiz hatta düşmanca bir hal alabiliyor. Maalesef aynı düşünceler kendi görünüm ve davranışlarımız için bizim zihnimizde de yankılanıyor. Birdenbire söylediğimiz eleştirel bir cümlenin veya zihnimizde beliren düşmanca sesin geri planında her kültüre derinden öğretilen “kadın düşmanlığı” yatıyor.

Ataerkil bir toplum düzeni içerisinde kadınlar; erkeklerin egemen olduğu ailelerde öne çıkarıldıkları okullarda, başarıya daha kolay ulaştıkları iş ortamlarında büyüyüp gelişiyorlar. Bu düzen nesilden nesile aktarılıyor.Kadınlar isteklerini gerçekleştirebilmenin tek yolunun uyum sağlamak olduğunu öğreniyor.Yavaş yavaş toplumdaki kadın erkek eşitsizliklerini kabul etmeye, içselleştirmeye ve pratiğe dökmeye başlıyor.Kadınlar kız çocuklarını ataerkil sistemden öğrendiklerine göre yetiştirmek istiyor.Sonucunda, en az ataerkil sistem kadar “kadın düşmanı kadınlar” ortaya çıkıyor. Bu zincir karşısında, ataerkil toplumun koyduğu kural, adet ve kültüre uymayan kadınlar çıktığında ise bilinçaltında kadınlara karşı kendi aralarında giderek büyüyen bir “nefret”, “düşmanlık” ortaya çıkıyor.

Günlük Hayattaki Kadın Düşmanlığı Örnekleri

“Yetersizlik, güçsüzlük hissiyatı”

Herhangi bir davranışın kadınlarca yapılamayacağını veya yapılsa da “yakışmayacağını” düşünmek bu kategori altında değerlendiriliyor.

Örn;“Kadınlar iyi araba kullanamaz, futbol oynayamaz, şirket yönetemez, bu saatte eve dönemez,…”

“Kadınlar arası rekabet”

Birçok kadın başarı, güzellik, zenginlik, aile hayatı ve diğer her konuda kendini erkeklerle değil “öteki” kadınlar ile yarıştırıyor. Erkeklerin ataerkil düzende daha avantajlı oldukları kadınların bilinçaltına toplum tarafından işleniyor.

“Kadınların nesnelleştirilmesi”

Ataerkil toplum tarafından kadınlıkla eşleştirilen; makyajlı olmak, feminen giyinmek,  bakımlı görünmek gibi fiziksel niteliklerin yokluğu veya “fazlalığı” karşısında eleştirel olmak kadınların asırlardır erkekler ve medya tarafından nesneleştirilmesine neden oluyor. Bu durum aynı zamanda kadınların kendi fiziksel görünümlerinden nefret duymalarına, beden algılarının bozulmasına sebep oluyor.

Öğrenilmiş Kadın Düşmanlığından Nasıl Kurtulabiliriz?

• Kadın erkek eşitliği için verilen her türlü mücadeleyi destekleyebiliriz.
• Günlük hayatımızda cinsiyet ayrımcılığına dayalı düşünce ve davranışlarımızın farkında olmayı, onları değiştirmeyi deneyebiliriz.
• Zamanımızı ve sözlerimizi kendini kadın olarak tanımlayan diğer bireyleri güçlendirmek, yükseltmek ve desteklemek için kullanabiliriz.
• Kendini kadın olarak tanımlayan birinin başarısının, güzelliğinin, zenginliğinin bizim ışığımızı çalmadığını aksine beraber daha güçlü parladığımızı fark edebiliriz.
• Çevremizde kendini kadınlara düşüncelerini paylaşabilecekleri, davranışlarının eleştirilmediği “güvenli alanlar” sunabiliriz.