Adalet Terazisi

Etkisi artan bir hukuk dalı;
 Spor Hukuku

tarihinde

yayınlandı

Sosyal hayatı düzenleyen ve maddi yaptırımlarla desteklenmiş olan hukukun,  insanların hayatının merkezinde olan spor disiplini ile yakından bir bağı bulunmaktadır. Bedensel ve aynı zamanda ruhsal anlamda yapılan bu disiplinin, hukukun öngörmüş olduğu kuralları içerisinde barındırması hatta kendi içerisinde bir alan oluşturması sporla hukuk bilimini yakınlaştırmıştır. İnsanların ferdi veya toplu olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel isim olarak adlandırılan spor, sadece bireysel bir uğraş değil, spor örgütleri, sporseverler, spor endüstrisi ve basınıyla birlikte toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren geniş bir sosyal olaydır. Sosyal bir ağı meydana getiren bu disiplin belirli kurallar içerisinde yapılmayı gerektirir. Bu açıdan bir kurallar ilmi olan hukuk ile spor arasında doğrudan bir ilişki olduğu görülmektedir.

İnsanların kendi aralarındaki ilişkileri huzurlu bir şekilde yürütmelerinin ortak bir paydası olan hukukun, yine insanların gerek bireysel gerekse toplu şekilde yapmış olduğu beden hareketlerindeki davranışları da yönetmesi Spor Hukuku diye bir alanın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Spor Hukuku, hem özel hukuku hem de kamu hukukunu içerisine alan geniş bir hukuk disiplinidir. Ülkemizde yeni bir sektör haline gelmiş olan Spor Hukuku yeni bir disiplin olmasına rağmen büyüyen, gelişen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun çeşitli sebebi vardır. Her şeyden önce spor olgusunun çeşitlenmesi ve sporun algılanmasında ortaya çıkan değişiklik beraberinde bir çok spor türünde profesyonelliği getirmiştir.

Son zamanlarda; Spor Hukukun diğer hukuk dallarından ne farkı vardır? Sporun hukuku mu olur? Spor Hukukunun amacı nedir? Spor Hukukunun oluşmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? tarzında sorular insanlar tarafından çokça tartışılır hale gelmiştir. Tabii ki bu tartışmaların en önemli kaynağı spor dallarının içerisinde yer alan ve revaçta olma özelliğini kaybetmemiş futboldur. Özellikle Türk insanı için spor denildiği zaman futbol akla gelir. Ancak Spor Hukuku sadece futbol konusu ile ilgili değil bunun yanında bütün spor dallarının kurallarıyla bağlantı kurar. Spor Hukukunun sadece futbolu içine alması ve onunla ilgili düzenleme yapması gibi bir durumu söz konusu değildir. Bunun böyle algılanması insanların futbola göstermiş olduğu ilgiden ve basındaki yerinden kaynaklanmaktadır.

Spor Hukuku; dünyanın bütün ülkelerinde kabul gören ve sportif faaliyetlerin bireysel veya toplu şekilde yapılmasında kuralları sağlayan bir bilim dalıdır. Diğer hukuk dallarından farkı mutlaka vardır. Bu farklardan en önemlisi bütün hukuk normlarını birleştirici bir gücünün olmasıdır. Aynı zamanda bu hukuk dalı, insanların bedensel ve ruhsal anlamda beraberliğinden oluştuğu için kuralların oluşmasına; netice itibariyle böyle bir hukuk alanının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Türkiye’de hak ettiği değere daha ulaşamamış olan bu hukuk dalı gün geçtikçe sektörel anlamda dikkat çekmeye başlamıştır.

Sporcu olmanın temeli, hayatında herhangi bir dönem ter döken, yarışan, müsabakaya giren bir insanın spor ahlakına sahip olmasını gerektirir. Sporcu rakibine ve destekleyenlerine saygılı olmalıdır. Bireysel oyunlarda sporcu, kendinden sorumluyken, sporcuya takım oyunlarında daha ciddi sorumluluklar yüklenmektedir. Sporcu takım oyununun bir parçasıdır ve takım oyununda öncelik, kişisel çıkarlardan ziyade kendisine güvenen takım arkadaşları ve taraftarları için kendilerinden beklenen performansı sergilemek olmalıdır.

Sporda (futbolda) şiddeti önlemenin yolu önce eğitim, sonra yasa ile mümkündür. Ülkemizde de bu konuda atılmış en önemli adımlardan biri, çocuklara spor ahlakı ve kültürünü aşılamayı amaçlayan eğitim programlarıdır. Spor ahlâkını geliştirmek, sporda adaleti, eşitliği, hakça mücadeleyi sağlamak, her yaştan kişiler ve sosyal çevrenin birlikte hareket etmesi ile sağlanabilir. 

Unutulmamalıdır ki sporda gerçek başarı; dayanışma, mücadele, özgüven, yetenek gibi önemli bedensel ve düşünsel özelliklerle insanlar arasında barış, dostluk, kardeşlik gibi sevgi temeline dayalı bağları oluşturabilmektir. 

Zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde Sağlık Hukuku veya Korona Virüs ile ilgili yazı kaleme almak istemedim. Şu anda bütün insanlar tedirgin ve çaresiz. Muhakkak önlemler alınıyor, bizler de almaya devam edeceğiz. Ancak şu anda diyecek bir durum söz konusu değil. Umarım bu kötü salgının üstesinden de sağlıkla geleceğiz. 

Hayatımızın her alanında var olan sporun hukukla karışımını ve yeni oluşan bu alan hakkında bilgi sunmak istedim. Umarım faydalı olmuştur. İyi okumalar… 

Copyright © 2019 Eskişehir Objektif, powered by WordPress. made by BMCW