Deprem gerçeği

Dünyada çeşitli nedenlerle kutlanan, hatırlanan, anma programları düzenlenen günler nelerdir  diye bilgisayarda gezinirken, 1/7 Mart tarihleri arasının “Deprem haftası”  olarak yazıldığını gördüm. Bilginin doğruluk derecesi nedir bilmem, ancak ülkemizin bir deprem bölgesinde olduğu herkesin malumudur.

Depremi unutmamamız açısından bu tabiat olayının kendisini sık sık hatırlattığı şu günlerde konu ile ilgili uzmanlar görsel medyada  görüşlerini beyan etmekte, bizlerde çeşitli tartışma programlarını izlemekteyiz.

Konunun bir çok tarafı olmasına karşın, son yaşanan olaylarda arama-kurtarma ekiplerinin daha profesyonelce çalışarak kısa zamanda başarılı operasyonlarla birçok kişinin kısa zamanda yıkıntıların altından çıkarıldığını toplum olarak hep beraber izledik.

Kurtarma çalışmalarının bazen günler aldığını,  birkaç gün sonra da olsa sağ olarak çıkarılan kişileri gördükçe sevindik. Ekiplerinin başarısının yanı sıra  göçük altında kalan insanların kendilerini bırakmadıklarını, metanetli davrandıklarını, ekiplere yardımcı olmak için ellerinden gelen gayreti  sarf ettiklerini hep birlikte gördük, izledik.

Görüntüleri izlerken, engelli bireylerin böyle bir olay yaşaması halinde ne yapabilecekleri, nasıl davranabilecekleri, bu şekilde olumsuz bir durumla karşılaştıklarında hareket tarzlarının ne olacağı konusunda, toplum olarak ne yaptığımız, bu konuda gerekli eğitimimiz olup olmadığı hiç aklımdan çıkmadı.

Bilindiği üzere engellilik, fiziki olabildiği gibi, zihinsel alanda da olabilmektedir. Fiziki engelli bir bireyi deprem anında, deprem sonrasında neler yapabileceği konusunda bilinçlendirdik mi? Zaten hareketleri kısıtlı olan bu bireyler için yaşadığımız alanlarda gerekli tedbirleri aldık mı? Kolaylaştırma için bir şeyler ürettik mi? Zihinsel engelli bireyler için de konu ile ilgili olarak ne yaptık ya da bir şeyler yapabilmek için kafa yorduk mu?

“Sesimizi duyan varsa” konu ile ilgili uzmanların, görsel medyanın, üniversitelerin özellikle engelli bireyler için bir şeyler üreterek, alandaki profesyonel ekipleri ve toplumu bilgilendirme, bilinçlendirme çalışmaları yapmaları, toplumun en az yüzde on ikisini direkt ve toplumun yarısını da dolaylı  olarak ilgilendiren kesime büyük iyilik yapacaklardır. 

Necmettin Başkut- Sevgi Vakfı Y.K.Ü